19.
AVRASYA EKONOMİ ZİRVESİ ZORUNLU GÖÇ: MÜLTECİ SORUNU VE TERÖRİZM
19.
Avrasya Ekonomi Zirvesi Zorunlu Göç: Mülteci Sorunu Ve Terörizm
Oturumunda terör ve mülteci konusunda birbirinden değerli konuşmacıların
sunumlarıyla ne kadar elzem öncelik ve ciddi tedbirlerin alınması
gerektiğini ortaya koydu.
Konuşmacıların
sunumları özetle
Açılış
Konuşması Allahşükür Paşazade (Kafkasya Ve Azerbeycan Şeyhülislamı)
Toplantının
“Medeniyetler İttifakı” ve “Dünya Barışı” na katkı sağlamasını
temenni etti. Dünya Barışı’ nın tehlikeye girmesinin nedeninin
insanların “Manevi Değerlerinden” uzaklaşması olduğunu ifade etti.
Ayrıca Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlhan ALİYEV’ in Çok Kültürlülük
uygulamasını Dünya üzerinde ilk defa Azerbaycan’da başlatan lider
olduğunu ekledi.
Ekümenik
Patrik Bartholomeos ( Rum Ortodoks Patriği )
İstanbul’un
Asya ve Avrupa’nın kesişme noktasında olduğunu belirtti. Günümüzde
“Terörizm” in uluslararası gündemin ilk sırasını işgal ettiğini
söyledi. Terörizm Paris’ten Lahor’ a kadar Dünya’nın her yerinde göründüğünü
ve “Vandalizm” Metodunu kullandığını belirtti. Özgürlüğün
gelecek için umut olduğunu ancak dayanışma olmadan özgürlüğün
olamayacağını, aynı kaderi paylaştığımız için dayanışmayı artırmamızın
gerekliliğini ekledi. Bütün dünyada Terörizm nedeniyle korku olduğunu,
Terörün sınır tanımadığını, Teröristlerin dini kullandıklarını
belirterek sözlerini sürdürdü. Dinin yegane korkusu Tanrı olmalıdır.
Çünkü Tanrı korkusu bilgeliğin başlangıcıdır. Oysa teröristler
dini kullanarak korku salmaktadırlar. Teröristler Tanrı’ya inanmazlar.
Din adına her suç dine yapılan haksızlıktır. İnsanların bencilliği
ile mücadele etmek gerekir. Gelecek için özgürlük şarttır ve dayanışma
olmadan özgürlük olmaz. Dayanışma, kardeşlik anıdır. İllegal göçe
karşı çıkmalıyız ve illegal örgütlerin yarattığı terör ve göçü
engellemeye alışmalıyız. İnsanların tersine göçü teşvik etmeliyiz.
Karşımızdaki her insanı komşu kabul etmeliyiz. Şu anda mülteciler
sorunu ile karşı karşıyayız ve bu insanlar Tanrı’nın bize gönderdiği
komşulardır. Göç ulusal sınırları aşan uluslararası hale gelmiştir.
Dinler arası iş birliği sağlanmalıdır. Göçe karşı sorulu davranmalı,
mültecilere destek olmalı ve göçün yoğun olduğu ülkelere yardımcı
olunmalıdır. Fakirlikle mücadele etmeli ve sosyal problemleri çözmeliyiz.
Din sosyal kapsayıcıdır ve bize yükümlülüklerimizi hatırlatır. Bize
duyarlı olmayı ve sürdürülebilirliği sağlar. Biz Tanrı’nın yarattığıyız
ve dünyamıza sahip çıkmalıyız. Hepimiz Tek Bir Tanrı’ya ve onun
yarattıklarına karşı sorumluyuz diyerek sözlerini tamamladı.
Taher
Al Masrı (Ürdün Eski Başbakanı)
Terör
insanları bölen ana eksendir. Ekonomik, sosyal ve dini farklılıklar ayrıştırıcı
nedenler olabilir. Ama etkileşim çok önemlidir. Biz farklılıkları
zenginlik saymalıyız. Farklılıkları savaş sebebi olmaktan çıkarmalıyız.
Uluslararası terörizm önlenmelidir. Çünkü “Göç Sorunu” nun kökeninde
“Uluslararası Terörizm” vardır. Bugün yaşadığımız acılara son
vermek için sorunun kökenine inmeli ve 20 Yüzyılın başına dönmeliyiz.
Bu yüzyılın başında meydana gelen olaylar aslında bir önceki yüzyılın
devamı niteliğindedir ve bu yüzyılı iyi okumalıyız. Son iki yüzyılda
farklı etnik gruplar soykırımdan kaçmak için ülkelerini terk ettiler,
şimdi Ortadoğu’daki savaş bu göçün ana nedenidir. Sudan, Somali ve
şimdi de Suriyeliler göç etmek zorunda kalıyorlar. Savaş ve zorunlu göçlerin
maliyeti göçmen – mülteci kabul eden ülkeler için yüksektir. Ancak
asıl göç veren ülkelere çok daha büyük maliyetler yüklemektedir. Bu
yükleri hafifletmek ve zararları telafi etmek için “Avrupa-Arap Diyaloğu”
gibi Avrupa ülkeleri ile Orta-Doğu ülkeleri arasında bir işbirliği
olmasına rağmen son derece yetersiz olduğunu ifade ederek sözlerini
tamamladı.
Emır
Kır (Belçika Devlet Eski Bakanı)
Terörden etkilenen bir ülkenin temsilcisi olarak sizlere hitap ediyorum. Dünyanın çeşitli ülkelerinde ulusal çapta terörizmden etkilendik ancak terörizm uluslararasıdır. Şimdi demokratik haklarımız terörizm ile risk altındadır. Bu nedenle uluslararası toplumlar olarak bir arada olmak uluslararası terörle etkili bir mücadele şeklidir. Belçika’da neden saldırı oldu? Pek çok soru var. Kurulan soruşturma komisyonu bunu araştırıyor. Terör küresel bir eylemdir. Terörle m
ücadele
hem Avrupa ve hem de dünya gelinde olmalıdır. Mücadelemiz hem askeri hem
de güvenlik kuvvetleri ile önleyici önlemler şeklinde olmalıdır. Ama
esas risk koruyucu önlemlerin arttırılmasıdır. Türkiye terörle mücadelede
büyük deneyim kazandı ve bu nedenle çok büyük güvenlik önlemleri aldı.
Ancak yinede terör bir şekilde kendini gösterdi. Dini ideolojinin çarpıtılması
terörü Ortadoğu’da yeniden hortlattı. Terörle mücadeleden kaçamayız.
Suç örgütleri çökertilmelidir. Uluslararası bir koalisyon kurulmalıdır.
Askeri operasyonlar sona ermelidir. 2014 ve 2015’te başarısız olduk.
250 binden fazla insan öldü. Göçe zorlanan insan sayısı 5 milyona ulaştı.
Terörizme karşı ne önlem alırsak alalım uluslararası toplum olarak
ortak hareket etmezsek terörü ortadan kaldıramayız diyerek sözlerini
sürdürdü ve Atatürk’ e atfen “Yurtta Barış Dünyada Barış” ilkesinin
“Barış” ve “İstikrar” ın anahtarı olduğunu
ekleyerek sözlerini tamamladı.
Muhammed
Jusuf Spahıc (Sırbistan Müftüsü)
Müftü; Herkes Allah’ a aittir. bizim Musamız, İsamız, Muhammedimiz var, bunlardan başka sözde dini liderlere tapmamalıyız. Terörizm korkuya yol açar, ama bu gerçek korku değildir. Gerçek korku “Tanrı” korkusudur. Suriye’den gelen insanlar “Mülteci” değildir. Onların kendi evleri var, kendi vatanları var ama onlar kendi yurtlarından zorla sürüldüler. Bu bir “Etnik” ve “Dini” temizliktir. Bugün de tarihte gördüğümüz mücadelelerin acı hikayelerinin aynısını görüyoruz. Hz. Musa’nın Firavun’ la mücadelesinin hikayesi, Hz. İbrahim’in Nemrut’la mücadelesinin hikayesi ve Son Peygamber Hz. Muhammet’in Kavmiyetçiler ile mücadelesinin hikayesine benzer mücadeleleri maalesef yaşıyoruz. Bizi Tanrı her türlü hastalıklardan korusun ve özellikle de “Korku Hastalığı” ndan da korusun diyerek sözlerine devam etti ve en büyük hatalığın “DİN ÇATIŞMALARI” olduğunu ilave ederek, bugün üzülerek yeni Sezarları, yeni Sultanları, yeni Firavunları ve yeni Nemrutları hala görmekte olduğumuzu bunlara tapmamamızı sadece Tanrıya tapmamız gerektiğini ifade ederek sözlerini tamamladı.
Yusuf
Çetin (Türk Süryani Kadim-Ortodoks- Cemaati Ruhani Reisi)
Türkiye’deki
ve Suriye’de ki Süryaniler “GÖÇ” nedeni ile yok olmak tehlikesi altındadırlar.
Bu bölgede yaşayan Süryaniler en çok sıkıntı çeken topluluk olmuştur.
Suriye Süryanileri çok acı çekmektedirler. Göç eden Süryaniler İstanbul
merkezimize sığınmıştır. Bu Süryanilere biz yarım etmeye çalışıyoruz.
Başbakan Ahmet Davutoğlu bize her türlü desteği sağladı. Hiçbir din
ve mezhep ayrımı yapmadan bütün mültecilere yardım etmeliyiz. Savaş
ve terör din, milliyet, mezhep, tanımıyor. Oysa bizim ilahi dinlerimizin
içinde pek çok ortak değerimiz vardır. Bu ortak değerlerimizi insanlığın
ortak sorunları için kullanmalıyız. İlahi dinlerin temelinde “SEVGİ”
vardır. Semavi din mensupları kardeşçe işbirliği yaparak beraberce
“Barış” ve “Huzur” içinde yaşamalıdır diyerek sözlerine son
verdi.
Mıhal
Fıfor (Romen Senatör-Sosyal Demokrat Parti Ulusal Konsey Başkanı)
Terörizm
Dünya’nın her yerinde görülüyor. Çok yakın zamanda Brüksel’de
Paris’te ve Lahor’da olduğu gibi. Terörizm ve çatışmalardan kaçan
insanlar da mülteci konumuna düşüyorlar. Türkiye “Göç” ve “Mülteci”
Krizini çözmede çok başarılı oldu. Romanya Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine
taraftır. Avrupa’daki Mülteci Sorununu çözmek için Suriye’deki
sorunu çözmeliyiz. Suriye halkı özgürlüklerini kaybetti. Avrupa Birliği
vatandaşları da bu Suriye ve diğer Orta-Doğu ülkelerinden kaynaklanan
yasadışı göç nedeniyle “SERBEST DOLAŞIM” Haklarının tehlikede
olduğunu görmeye başladılar. Biran önce Bütün dünyada nefret söylemlerini
sona erdirmeliyiz diyerek sözlerini tamamladı.
Edın
Ramıc (Bosna-Hersek Federasyonu Yerinden Edinmiş Kişiler Ve Mülteciler
Bakanı )
Bosna
Savaşını sona erdiren DAYTON BARIŞ ANLAŞMASI’ nın 7. Maddesinde “Göçmen”
ve “Mülteci” lerin haklarını koruyan hükümler bulunmaktadır. Halen
2,2 milyon göçmen Boşnak evlerine dönememektedirler. Resmi rakamlara göre
1 milyon Boşnak Bosna-Hersek dışında yaşamaktadırlar. Toplam Boşnak göçmen
sayısı 2 milyonu bulmuştur. Bunlar savaştan sonra Bosna-Hersek’ e geri
dönmemişlerdir. Eğer ülkelerine geri dönerlerse Bosna’ da ekonomik
gelişme artacaktır. Bugün Bosna’ nın nüfusu 4 milyondur. Nüfusun yarısı
kadar Boşnak ülke dışında yaşamaktadırlar. Bu ekonomik potansiyelden
yararlanılmalıdır. Bosna’ da savaş sırasında dış göçün yanı sıra
iç göç te yaşanmıştır. Savaş nedeniyle Bosna’da milyonlarca Boşnak
doğdukları ve yaşadıkları şehirlerden başka şehirlere göç etmek
zorunda kalmışlardır diye sözlerini sürdürdü ve Bosna-Hersek Yerinden
Edilmiş Kişiler ve Mülteciler Bakanı ve Bakanlığı olarak göçmenlere
yönelik ulusal ve uluslararası program ve projeler yürüttüklerini
belirterek sözlerini bitirdi.
Mıhaıl
Formuzal( Gagavuz Özerk Bölgesi Eski Cumhurbaşkanı)
Dünyada
küresel sorunlar yaşıyoruz. Bunların başında petrol fiyatlarının
aniden aşırı düşmesi, Uluslararası Terörizm ve Göç sorunları
geliyor. Avrasya Bölgesinin en büyük 2 ülkesi olan Rusya ve Türkiye
arasında kriz çıkması Gagavuzya ve Moldovya gibi küçük ülkeleri çok
olumsuz bir şekilde etkiliyor. Gagavuzya coğrafi olarak küçük, nüfusu
az, ekonomisi zayıf ve doğal kaynakları da çok kıt olan bir ülkedir.
Kendisini besleyebilmek için Dünya ekonomisi ile entegre olması
gerekmektedir. Bu yüzden Gagavuzya Moldovya Cumhuriyeti ile böyle bir ilişki
içerindedir. Ayrıca Gagavuzya olarak 20 yıl önce de Türkiye ile entegre
olduk. Biz Gagavuzya olarak tam bağımsız da olabilirdik Ancak Moldovya içerinde
özerk kalmamızın bizim için daha iyi olacağına düşündük. Gagavuzya
olarak özerkliğe karar verirken, Göç’ün etkilerini de iyice araştırdık.
Gücümüzü ve potansiyelimizi dikkate alarak özerkliğe karar verdik
Gagavuzya birçok yerel ve uluslararası tehditlerle karşı karşıyadır
ancak güçlü olursak bu tehditlere karşı koyabiliriz. Nüfusumuz çok az
sadece 160 bin kişidir. Ekonomimizi geliştirmek için uluslararası işbirliklerine
ihtiyacımız vardır. Bizim Gagavuzya olarak Rusya ile çok iyi ilişkilerimiz
vardır ama Gagavuz şaraplarını Rusya’ya satamıyoruz çünkü Rusya içerisinde
bulunduğumuz Moldovya’ya ambargo uyguluyor bu da bize olumsuz olarak yansıyor.
Rusya’ nın Moldovya’dan başka Ukrayna’ya ve Gürcistan’a da
ekonomik yaptırımları var. Böyle giderse “Göç’ ün” etkisi bizde
de hissedilecek. Biz Rusya ile uzun süredir dostluk ilişkisi içerisindeyiz.
Gagavuzya, Moldavya’nın ilişkilerinin kötü olduğu ülkelerle bile
resmi olarak iyi ilişkiler kurmaktadır. Bu durum bütün “ÖZERK CUMHURİYET”
ler için bir “Örnek” teşkil edebilir. Biz bölgesel ilişkilerimize
çok önem veriyoruz. AB-AGİT ve Rusya ile Moldovya’dan bağımsız
olarak doğrudan işbirliği içerisindeyiz. Demokrasiyi güçlü kılmak için
sürdürülebilir barış için Gagavuz tecrübesi iyi bir modeldir. Rus ve
Türk ortaklarımıza teşekkür borçluyuz. Çünkü geçmişte Moldovya ve
Gagavuzya arasında sorunlar vardı. Türkiye ve Rusya arabuluculuk yaparak
sorunlarımızı çözdüler. AB’ de “Bölgesel Proje” lere bizi doğrudan
dahil etmektedir. Biz Gagavuzya olarak bütün Dünyada dost arıyoruz, düşman
istemiyoruz. herkesi ülkemize yatırıma çağırıyoruz dedi ve Gagavuzya’
ya yatırım yapacaklara 5 yıl vergi muafiyeti tanıyacaklarını ekleyerek
sözlerini tamamladı.
Rene
Van Der Lınden (Hollandalı Senatör- Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamble
Onursal Başkanı)
Duraklayan
batı ekonomisi, enerji, su sorunları, iklim değişikliği, yüksek işsizlik
oranları ve ZORUNLU GÖÇ bugün küresel sorunlarımızdır diye sözlerine
başladı. Bu sorunları çözmemiz için uluslararası işbirliği yapmalıyız.
2015 de Dünya çapında 2 çok önemli ve müspet olay oldu. 1) BM Sürdürülebilir
Döngüsel Ekonomik Kalkınma Konferansı, 2) BM İklim Değişikliği Anlaşması.
2050 yılında Dünya nüfusu 9,5 milyar kişiye ulaşacak ve gıda ihtiyacı
da 2 katına çıkacaktır. DÖNGÜSEL EKONOMİ çok önemli, Döngüsel
Ekonomi prensiplerinin uygulanması ile 2 milyon kişiye ek iş ve kaynak
kullanım verimliliğinde % 30 artış sağlanacaktır. Döngüsel Ekonomi
kavramında TÜKETİCİLER için bir malın “Mülkiyeti” yerine “Paylaşılması”
esas olmaktadır. Avrasya Bölgesinde de Döngüsel Ekonomi uygulanmalıdır.
ÇEVRE
sorunlarının yanı sıra GÖÇ ve BÖLGESEL ÇATIŞMALAR ile ULUSLARARASI
TERÖRİZM sorunlarını da çözmeliyiz. Ayrıca İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
konusunu da ihmal etmekteyiz ancak iklim değişikleri ve küresel ısınma
kuraklık ve susuzluğa yol açacağı için ULUSLARARASI GÖÇ sorunu daha
da artacaktır diyerek sözlerini bitirdi.
Mgr
Yusuf Sag (Türkiye Süryanileri Katolik Patrik Vekili)
Sözlerine
salonda bulunan değişik din ve mezheplere mahsup bütün din adamlarına
kardeşim diyerek başladı. Küresel sorunların “GÖÇ”, “ÇEVRE”
ve “TERÖR” olduğunu belirtti. Ben “Çevre’ den” başlayacağım
çünkü Çevre’ ye önem vermezsek gelecekte çok büyük sorunlarla karşılaşacağız.
Böyle giderse “Toprak Ana”, “Su” ve “Hava” Baba ölecekler. Bugün
“Terör” ü sonlandırabiliriz. Ama “Ana” ve “Baba” ölünce
çocuk olamaz. Havayı, suyu, toprağı Allah mı, Melekler mi kirletiyor? Dünyada
1 yılda 1 trilyon 700 milyar dolar sırf SİLAHLANMAYA harcanıyor. Dünyada
450 milyon insan açlık sınırının altında yaşıyor. Silahlanmaya 1,7
trilyon dolar harcanıyor da niye ÇEVRE SORUNLARI’ na 200 milyon dolar
harcanmıyor?
DİNLERARASI
DİYALOG ve İŞBİRLİĞİ sağlanmazsa uluslararası terör hiçbir zaman
bitmez. Bugün savaşı teşvik eden din adamları var. Ben TEVRAT ve
KURAN’ ı okudum. Hiçbiri başka insanları ve dinleri yok saymıyor. Bütün
kutsal kitaplar bütün insanlığı kapsıyor. Kimseyi ötekileştirmiyor.
İnanları da inanmayanları da kardeş sayar. İnsanlar birbirlerine düşman
olmamalı. Dünyadaki servetin % 85 i dünya nüfusunun % 15 ine gidiyor.
İşte Terör bundan çıkıyor. Fakir ve aç insanlar teröre yöneliyorlar.
Ben aç kalırsam ben de çalarım. DİNLER BARIŞMALIDIR. Prof. Davutoğlu’
nun Başbakanlığında DİNLER ARASINDA DİYALOG başlatıldı. Ben buna önem
veriyorum. Teknoloji bize çok faydalar sağladı. İnsan ömrü 40 yaşından
80 yaşına çıktı. Teknolojinin iyi yanları bize fayda sağlarken kötü
kullanımı yani teröristlerin ileri haberleşme ve silah teknoloji araçlarını
kullanmaları da bize kötülük yapmaktadır diyerek sözlerini bitirdi.
Werner
Fasslabend (Avusturya Savunma Eski Bakanı)
Suriye’den
göç yollarını haritalarla göstererek sunumuna başladı. 2014 ve 2015 yıllarında
bütün Kuzey Afrika’dan Avrupa’ya göçü görsel olarak harita üzerinde
açıkladı. Dünyada kitlesel göç söz konusudur. Afrika’dan Ortadoğu’ya
kadar yaklaşık 8 milyon mülteci göç halindedir. Güçlü ülkeler sınırlarını
bu mültecilere kapatmıştır ve sınırlarını korumaktadırlar. Elbette
göçün ilk sebebi savaş olmakla birlikte iklim şartları ve ekonomik şartlar
da göçü tetiklemektedir diyerek sunumu sürdürdü. AB’ nin en önemli
ortak politikalarından biri “SERBEST DOLAŞIM” dır. Ancak dış sınırlar
problemli olunca AB içindeki “Serbest Dolaşım” da tehlikeye
girmektedir. 2. önemli küresel sorun “İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ” dir.
Önümüzdeki 35 yıl içinde dünyadaki su kaynaklarının % 30 u
kuruyacaktır. Nüfus artışı da kuraklık ve çölleşmeyi
tetiklemektedir. Afrika’da
Egemen
Bağış (Avrupa Birliği Eski Bakanı)
Konuşmasına
İstanbul’un özelliklerinden bahsederek başladı. Dünya üzerinde 3 ayrı
İmparatorluğa başkentlik yapmış başka bir şehir yoktur dedi. Devamla;
biz sığınmacıların sorunlarını iyi biliriz. 500 sene önce İspanya’dan
kaçan Musevilere kucak açtığımız gibi 2. Dünya Savaşında
Avrupa’dan kaçanlara da kucak açtık. 1. Körfez Savaşından sonra
Saddam’dan kaçanlara kucak açtık, ev sahipliği yaptık. Humeyni bile
geçmişte bize sığındı. 4 senedir de 2,7 milyon Suriyeliye kucak açıyoruz.
Avrupa 1 mülteciye 1,5 dolar harcarken biz 7,5 dolar harcıyoruz ve mültecilere
Avrupa’dan çok daha konforlu bir yaşam sağlıyoruz. Son 30 yıldır
Avrupa’nın bize iade ettiği tek bir PKK’ lı terörist yoktur ama biz
Avrupa’nın bizden talep ettiği her suçluyu Avrupa’ya iade ediyoruz.
Avrupa samimi değil. Belçika yıllarca bizim en büyük işadamlarımız
öldüren teröristleri korudu, geri vermedi. Bugün Dünyada hiçbir ülke
uluslararası terörizmle tek başına mücadele edemez. Terörle mücadelenin
tek yolu uluslararası işbirliğidir. Uluslararası terör örgütleri arasında
işbirliği var ama teröre karşı mücadele eden ülkeler arasında işbirliği
yok diye sözlerini sürdürdü. Mültecilerin ana vatanlarına dönmeleri için
kendi ülkelerinde kendilerini güvende hissetmeleri ayrıca ülkelerine
yani Suriye’ye İSTİKRAR gelmeli ve Putin’ in uydusu Esad’ da biran
önce Suriye’yi terk etmelidir diyerek sözlerini tamamladı.
Letızıa
Reuss (Tasarımcı, İsviçre/Reuss Alman Evi)
Terörizm
ve Göç iç içe geçmiş sorunlardır. Öncelikle işe mevzuatla başlanmalıdır.
Avrupa’da iltica politikası nasıl başladı. Mülteciler önce Avrupa’
da bir ülkeye giriyorlar 1000 (.Bin ) EURO verirseniz sizi bir Avrupa
ülkesine ulaştırırlar sonra sizi köle yaparlar, fuhuşa ve terör örgütü
militanlığına sürüklerler . 1922 yılında özel bir pasaportla 450.000
Türk ve Süryani mülteci statüsü kapsamında Avrupa’ ya göç etti ve
bunu organize eden teşkilat NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ aldı. Diğer bir konu müslümanlığın
teröre eyilimidir. Çünkü İslamiyette kadın ikinci plandadır. Böylece
CİHAD fikri hızla kök salmaktadır. Kız çocukları erkek çocukları
ile aynı eğitimi almalıdırlar. Batıdaki Müslüman toplumlara İslami eğitimin
yanı sıra Batı edebiyatı da öğretilmelidir. Böylece insanların eşit
olduğu gösterilmeli Cihadı’ n önü kesilmelidir. Biz bilgece hareket
etmeli Cihad’ çı propagandaya engel olmalıyız diyerek sözlerine son
verdi.
Alina
Barbulescu (Avrupa Enerji Politikaları Komisyonu Başkan Danışmanı)
GÖÇ
AB’ nin gündeminde olan en önemli konudur. Göç konusunda ulusal çabalar
yerine Avrupa boyutunda makro politikalar alınmalıdır. Avrupa için bir
“ORTAK GÖÇMEN POLİTİKASI” na ihtiyaç vardır. Göçmenlerin topluma
ve iş piyasalarına entegrasyonu sağlanmalıdır. Uluslararası ortam göçmen
kaçakçılarının hain planlarına engel olmalıdır. İnsanlar etnik,
dini, kültürel ve cinsel kimliklerine göre ayrımcılığa tabi
tutulmamalıdırlar. Yeni gelen mültecilerin topluma entegre olmaları için
onlara yardım edilmelidir. Burada uluslararası Sivil Toplum Kuruluşlarına
büyük görev düşmekte olduğunu ifade etti.
Safet
Softıc (Bosna Hersek Parlamentosu Halklar Meclisi Birinci Başkan Yardımcısı)
Ortadoğu’daki
silahlı çatışmaların sonucu büyük göçlere sebebiyet vermiştir. Özellikle
Irak ve Suriye’den “Göç” uluslar arası bir sorundur.
Bosna-Hersek’ in mültecilere kucak açma kapasitesi vardır. AB’ nin bütün
kurum ve ajansları “GÖÇ” Sorununu çözmek için taahüt altına
girmişlerdir. Biz Bosna-Hersek olarak mülteciler için bazı
kurumlar oluşturduk. Ayrıca bir “İstihbarat” ajansı oluşturarak
gelen mültecilere güvenlik soruşturması yapıp terörist unsurların mülteciler
arasına sızmayı önlüyoruz diyerek sözlerini bitirdi.
Ionut
Vulpescu ( Romanya Parlamentosu Milletvekili Ve Eski Kültür Bakanı )
Türkiye
zorunlu göçün hedefindedir. Bu konuda AB ve ABD işbirliği yapmalıdır.
Türkiye’ yi takdir ediyoruz. Enformasyon teknolojisinin kullanılması
ile göçler daha büyüdü. Buna karşı politikalara ihtiyaç vardır.Buradaki
sorunları sadece MEDENİYETLER ÇATIŞMASI ile anlaşılması ve siyasi
diyalog şarttır.İklim değişikliği,ekonomik krizler gibi sorunlar
devletlerin vatandaşlarına karşı vazifelerini yapamamalarına ve
insanların göçe zorlanmalarına neden olmaktadır.Totaliter rejimlerde
DEVLET TERÖRÜ vardır diyerek sözlerine son verdi.
Melıka
Mahmut Begovıc (Bosna Hersek Federasyon Başkan Yardımcısı)
Terörizm
enternasyonal bir sorundur ben Bosna dan geliyorum Boşnaklar çok büyük
travmalar yaşamış bir toplumdur. Bosna Hersek yüzyıllar boyu DOĞU ve
BATI kültürlerini birlikte yaşamıştır. Yani Doğu ve Batının bağlandığı
yerdir. Ancak bu coğrafya yani Balkanlar hoşgörünün olmadığı bir coğrafyadır.
Halen savaş riski vardır. 20 yıl önce yaşanan savaşın izleri ve acıları
hala tazedir Biz bu uluslararası sorunlara alışığız TERÖRİZM’ den
korkmuyoruz ve uluslararası terörizmi birlikte çözeceğimizi umut
ediyorum. Özellikle sosyal eşitsizliğe uğrayan gençler RADİKALİZM ve
TERÖRİZM e meğillidirler. Terörün hiçbir türüne müsamaha gösterilmemelidir.
İslamiyet masum insanların öldürülmesine karşıdır. İslam her türlü
terörizmin karşısındadır. Demokrasi ve modern dünya bu prensiplere
dayanmaktadır.
Bugün
terör dışında Dünyada ikinci büyük sorun ZORUNLU GÖÇTÜR. Bosna’
nın bu konuda da acı tecrübeleri vardır. 1992-95 yılları arasındaki
savaş yüzünden Bosna Hersek’ te doğmuş 1 milyon kişi göç etmek
zorunda kalmışlar ve Bosna’ da yaşamamaktadırlar. Bugün halen yurt dışında
2 milyon Bosnalı mülteci vardır. Bunların geri dönmesi için barış
ortamının sağlanması lazım. 1995 Dayton Barış Anlaşması imzalandığında
nüfusun dörtte biri göç etmiştir ve nüfusun üçte biri ise iç göç
yaşamıştır
Günümüzde
birçok masum çocuk, kadın ve yaşlı zorunlu göçte hayatını
kaybetmekte ve denizlerde boğulmaktadırlar. Türkiye Cumhuriyeti bu konuda
çok büyük ve başarılı çalışmalar yaptığı için teröristlerin
hedefi olmuştur. Biz Türk halkına yardımcı olmalıyız yoksa sorun bize
de sirayet edecektir diye sözlerini noktaladı.
Yu
Hongjun (Çin Halkı Barış Ve Silahsızlanma Örgütü Başkan Yardımcısı
Ve Çhc Parlamentosu Milletvekili )
Terörizmin
finansmanı bloke edilmelidir. Radikalleşmenin önüne geçmeliyiz entegre
bir yaklaşımla hem terörizmin nedenlerini hem de sonuçlarını doğru
analiz ederek çözmeye çalışmalıyız insanların ekonomik kalkınmalarına
katkıda bulunarak terörizmin kaynaklarını kurutmalıyız. Orta doğuda
barış ve istikrara ihtiyaç vardır. Orta-Doğu medeniyetin beşiğidir.
Farklı dinler birbirine hoşgörü göstermelidir Böylece terörizm ve göç
sorunları çözülebilir dedi ve sözlerine son verdi.
Yrd.
Doç.Dr. Özlem Çuhadar (Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi)
Terörün
yok ettiği sanat eserlerinden bahsetti. Sanatın ve bilimin iltifat görmediği
toplumlardan GÖÇ olur.Terör ülkemizde sadece güvenlik görevlilerine değil
sade vatandaşlara ve sanat eserlerine de zarar vermektedir.Tarihten örnek
verirsek Palmira Antik kentinin yıkılması Roma’ nın yakılması
Taliban’ ın Afganistan da kültür varlıklarını tahrip etmesi gibi.
Palmira İŞİD tarafından tahrip edilmiştir. Ülkemizde de Diyarbakır ın
SUR ilçesi de aynı kaderi yaşamıştır. Sur ilçesi Dünya Kültür
Mirası listesindedir. Ancak terör olayları nedeni ile SUR ilçesi tamamen
yıkılmıştır.En başta Fatih Paşa Camii bu tahribattan etkilenmiştir.Medya
da Kurşunlu Camii diye adlandırılan camii nin özellikleri : 1. ) 500 yıllıktır
2. ) Osmanlının Diyarbakırdaki ilk eseridir. 3.) Mimar Sinan ın İstanbul’
da inşa ettiği Şehzade Camii nin planı ile aynı planda inşa edilmiştir.
Ancak çok daha ilginç olan Şehzade Camiinden 25 yıl önce yapılmıştır.
Mimberi altın kaplamadır kubbesi kurşun kaplamadır. Camii teröristlerce
tamamıyla tahrip edilmiştir. Sanat aydınlıktır, ışıktır Terör
karanlıktır ışık her zaman karanlığı yenmiştir diyerek sözlerini
tamamlamıştır.
Jusuf
Kalamperovıc (Karadağ İçişleri Eski Bakanı)
Toplantının
“Göç” ve “Uluslararası Terörizm” gibi küresel sorunlara somut
çözümler getirmesini temenni etti ve başta Marmara Grubu Vakfı Başkanı
Dr. Akkan SUVER olmak üzere toplantıyı düzenleyenlere teşekkür
etti.
Izak
Haleva (Türkiye Hahambaşısı)
“ZORUNLU
GÖÇ” ve “MÜLTECİLER
SORUNU” bugün İnsanlığın
önünde duran en büyük sorundur. Tarih boyunca dünyada birçok zorunlu göçler
olmuştur. Tarihte en çok zorunlu göç kaderini yaşamış Yahudi
toplumunun bir parçası olarak bugünkü sorunları çok iyi anlıyorum geçmişi
tarihe gömüp günümüze bakarsak ülkelerin bölünmeleri, ailelerin parçalanması
geleceğe dönük hayaller ve ümitlerin yıkılması büyük sorunlara yol
açmaktadır. Ben bir din adamı olarak bütün insanlara sabır diliyorum
ama insanlığımdan dertlere derman olamamanın çaresizliğinden utanıyorum.
Bugün mültecilerin sağlık, eğitim, barınma ihtiyaçlarını karşılamak
insanlık borcudur. Ancak bu geçici bir çözümdür. Esas olan kalıcı
çözüm bu göçmenlerin en kısa zamanda yurtlarına dönebilmeleri ve güven
ve refah içinde yaşamlarını sürdürmelerinin sağlanmasıdır diyerek sözlerini
tamamladı.
Thıemo
Fojkar (Avrupa Mesleki Eğitim Enstitüleri Birliği Başkanı)
İnsanlar
kendi ülkelerinde maruz kaldıkları tehditlerden kurtulmak için göç
etmek zorunda kalıyorlar. Biz mesleki eğitim kurumu olarak kişilerin
toplumlarına entegre olmak için eğitim şarttır diyoruz.Biz mesleki eğitimin
göç sorununu büyük ölçüde çözebileceğine inanıyoruz.2. Dünya
savaşında milyonlarca Polonyalı Doğuda dan Batıya milyonlarca
Alman da Polonya dan Almanya ya sürülmüşlerdir.Biz Almamlar bu yarayı
iyi biliriz. Eşitsizlik olan yerde radikalleşme olur. Toplumun dışına
itilenler kaybedecekleri bir şeyleri olmadığı için Radikalleşirler ve
teröre bulaşırlar onun için MESLEKİ EĞİTİM ile bunlar topluma
entegre edilmelidirler. Bizim kuruluşumuzun ortağı çeşitli ülkelerde
faaliyet göstermektedirler her yaştan 350.000 kişiye eğitim hizmeti
veriyoruz ve faaliyetlerimizi 70 yıldır sürdürüyoruz. Burada kendi
deneyimlerimi anlatıyorum. Ancak bugünün şartlarında yetersiz kalıyor
çünkü Terörizm durmuyor Mültecilerde durmuyor. Biz hem Almanlar hem AB
komisyonu olarak çalışıyoruz ancak Uluslar arası işbirliği şarttır.
STK ları da sanayiyi de yanımıza alarak Dünyada refah ve barışı sağlamalıyız.
Böylece insanların göçe zorlanması önlenir. Ben realistim tek başına
bizim çabamızın yeterli olmayacağını biliyorum onun için uluslar arası
işbirliği ve dayanışma arttırılmalıdır. Biz Türkiye de mülteciler
için MESLEKİ EĞİTİM faaliyetlerini inceleyip Antalya da uluslar arası
bir Konferans düzenleyeceğiz diyerek sözlerini tamamladı.
Deba
Sow ( Senegal Ekonomi Bakan Yardımcısı )
Mali,
Nijerya ve Senegal, sahihsiz yeni Sahra da teröristler ve Mülteciler barınmaktadır.
Biz Batı Afrika da terörizmin niye arttığını incelemeliyiz. Kadın ve
çocukları korumalıyız yoksullukla mücadele radikalleşmeye karşı en
etkili yöntemdir. CİHAD çı ideoloji ve felsefenin önüne geçilmelidir.
Senegal in % 95 i Müslüman’dır ama yüzyıllardır Müslüman ve Hıristiyanlar
bir arada barış içinde yaşamaktadırlar. Halen Senegal’ de
100.000 Mülteci olduğunu ifade edip sözlerini tamamladı.
info@parlarmedya.com
Arşiv
info@parlarmedya.com